Ne Zaman Göz Hastalıkları Uzmanına Başvurmalıyız ?

• Ailelerinin ve toplumumuzun geleceği olan çocuklarımız, bizim en kıymetli varlıklarımızdır. Onların sağlıklı yetişmeleri için kendi sağlığımızı bile ihmal edebiliriz. Çocuklarımız rahatsızlıkların genellikle ateş, ağlama, kusma gibi belirtilerle ifade ederler. Özellikle konuşma çağının altındaki çocuklarda bu belirtiler çok önemlidir.

• Ancak, çocuklar gözlerinin rahatsız olduğunu nasıl ifade edecekler veya ne gibi belirtiler ile karşımıza çıkacaklardır?

• Bazen anne ve babanın bilgi eksikliğinden kaynaklanan ihmaller sonucu da çocuklarımızın ileri yaşlarda tedavisi zorlaşan sorunlarla karşılaşması söz konusu olabilir.

Çocuklarda göz muayenesi ne zaman yapılabilir?

• Çocuklarda göz muayenesinin belli bir yaşı yoktur.

• Şikâyeti olan veya göz rahatsızlığı olduğundan şüphelenilen çocuk hangi yaşta olursa olsun muayene edilebilir.

• Çocuğun muayeneye izin vermediği durumlarda gerekirse uyutucu, sakinleştirici ilaçlar kullanılır. Bunlara rağmen muayene yapılamıyorsa, genel anestezi ile muayene yapılır.

• Çocukların hiçbir şikayeti olmasa bile tercihen ilk 1 yaş içinde olmak üzere 3-4 yaşlarına kadar en az bir defa göz muayenelerinin yapılması gereklidir.

Çocuklardaki göz muayenesi erişkinlerdekinden farlı mıdır?

• Evet. Çocukların göz muayeneleri erişkinlere göre bazı farklılıklar gösterir.

• Belli yaşın altındaki çocuklardaki göz muayenesi ilaç damlatılarak göz bebeklerinin büyütülmesi sonrasında yapılır. Varsa gözlük numarasının tespiti ve özel aletlerle gözün arka kısımlarının değerlendirilmesi gereklidir.

Çocuklarda hangi belirtiler göz sağlığı açısından önemlidir?

Çocukluk döneminde görmenin gelişmesine birçok faktör etkilidir. Ancak çocuğu takip eden Çocuk Hastalıkları Uzmanı, sağlık ocağı hekimi veya anne ve babanın aşağıdaki belirti ve bulgulardan herhangi birisini hastası, kendi veya yakınlarının çocuğunda görüyorsa bu çocuğu mutlaka bir göz hekimine göndererek göz muayenesini sağlamalıdır.

ÇOCUKLARDA AŞAĞIDAKİ BULGULARDAN BİRİSİNİ KENDİ VEYA YAKINLARINIZIN ÇOCUĞUNDA GÖRÜYORSANIZ MUTLAKA BIR GÖZ HEKİMİNE BAŞVURUNUZ !!!!

1. Göz bebeklerinden herhangi birisinde beyaz bir görüntü varsa: Bu belirti çocuklarda da görülebilen bir katarakt belirtisi olabileceği gibi yaşamı tehdit eden bir göz içi tümörünün belirtisi de olabilir.

2. Herhangi bir göz kapağında şişlik, düşme ve kızarıklık varsa: Bir göz çevresi enfeksiyonu belirtisi olup ileride ciddi tablolara neden olabileceği için mutlaka göz hekimine başvurulmalıdır.

3. Gözleri normalden büyükse: Bir çocukluk dönemi glokomu (göz tansiyonu) belirtisidir. Sadece glokom nedeniyle bir veya iki gözün normalden büyük gözükebileceği gibi bazen asıl neden göz içi tümörü veya iltihaplanmalarına bağlı da olabilir.

4. Çocuğunuzun başı bir tarafa eğik ise: Bebekte göz hareketlerinin bozukluklarına bağlı olarak baş pozisyonları gelişebilir. Yani bu belirti bir şaşılık veya göz kayması belirtisi olabilir. Çocuk karşıya bakarken başını sağa veya sola eğebilir, yüzünü bir tarafa çevirebilir, çenesi yukarıda veya aşağıda bir baş pozisyonu geliştirebilir. Baş veya yüz pozisyonunun gelişmesinin nedeni; tek görmeyi sağlamak ve her iki gözü kullanabilmektir. Bu durum bazen bir ortopedi problemi sanılabilir. Baş veya yüz pozisyonu olan bebeklerde mutlaka bir göz muayenesinin yapılması gereklidir.

5. Ailesinde göz rahatsızlığı ve kalın gözlükler kullanan varsa: Özellikle anne veya babada yüksek numaralı gözlük kullanımı söz konusu ise çocuklarında da göz bozukluğu riski vardır.

6. Gözlerinde içe veya dışa kayma varsa: Gözlerdeki kayma (diğer adıyla şaşılık) çocuğun görmesini, meslek seçimini ve sosyal ilişkilerini etkileyebilecek bir bulgu olup ihmal edilmemelidir. Şaşılık iki gözün farklı yönlere yani gözlerden bir tanesi tam karşıya bakarken diğerinin içe, dışa, yukarı ya da aşağı bakmasıdır. Her yaşta ortaya çıkabilir. Tüm çocukların %5’ inde erişkinlerin ise %1’ inde şaşılık bulunur. Nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bazı nadir gözüken tipleri hariç genellikle genetik bir geçiş göstermez. Sadece gözlük bozukluğuna bağlı olarak oluşabileciği gibi doğumsal beyin hasarları, mongolizm, beyin tümörleri, katarakt, göz yaralanmaları veya tümörleri şaşılığa neden olabilir. Gözün içinde bulunduğu kemik çukurunun (orbita) boyutları normalden küçükse, gözün hareketlerinde bozukluklar oluşabilir. Bazende yapısal olarak gözün bazı kasları düzenli çalışmaz ve gözde hareket bozuklukları görülebilir. Tüm bunlar göz önüne alındığında ihmal edilmemesi gereken bir klinik tablodur. Şaşılık tedavisinde amaç; görmenin korunması ve gözlerin tekrar orta konuma getirilmesidir. Bu amaçla: çocuklarda gözlük, göz egzersizleri, göz tembelliği için tek göze kapama tedavileri uygulanır. Bunların başarısız olduğu durumlarda göz kaslarına ameliyat gerekebilir. Şaşılık sadece kozmetik bir sorun değildir. Çocuğun görmesini de etkileyerek “Görme Tembelliği (ambliyopi)“ gelişmesine neden olabilir. Çocuklarda sağlıklı görme seviyesi her iki göz normal pozisyonda durduğu ve her iki göze eşit netlikte uyaran geldiği zaman ortaya çıkar. Görme tembelliği (ambliyopi), erken çocukluk döneminde bir gözde normal görmenin gelişmemesine bağlı görme kaybıdır. Toplumda %2-3 sıklıkta görülür. En sık nedenleri; şaşılık, gözlük bozuklukları (miyopi, hipermetropi, astigmatizma), nadirende çocuklarda gözüken katarakttır. Göz tembelliği, iyi gören gözün belirli sürelerle kapatılmasıyla tedavi edilir. Erken tanı konulmuş olan hastalarda amblyopi başarıyla tedavi edilebilir. Tedavi ne kadar geç başlarsa başarı şansıda o kadar azdır. Bu nedenle çocukların erken göz kontrolleri şarttır. Unutmayınki göz tembelliğinin tedavisinin başarısı, tembelliğin ciddiyetine ve erken tedaviye başlama ile ilişkilidir !!

7. Gözlerinde sürekli sulanma, çapaklanma ve kızarıklık varsa: Erken çocukluk döneminde sık görülen ve tedavi ile düzelebilen “göz yaşı kanallarının tıkanıklığı“ ilk bir yaşta sıktır. Genellikle birinci aydan sonra başlar. Göz yaşının dışarı akması (sulanma) ve zaman zaman çapaklanma ile belirti verir. Bu durum genellikle geçicidir, uygun damla ve masaj ile %90’lara varan oranlarda düzelebilir. Tedavinin başarısı çocuğun göz hekimine başvuru yaşı ile orantılı olarak değişmektedir. Gözyaşı kanalındaki tıkanıklık 1 yaşına kadar düzelmez ise sonda uygulaması ile çözümlenebilir. Sonda uygulamasına rağmen düzelmeyen hastalarda ameliyat gerekebilir. Ayrıca yenidoğan bebeklerde ilk bir aylık dönemde “konjonktivit“ ismi verilen, gözde kızarma, çapaklanma, sulanma yapan ve tıbbi tedavi ile düzelebilen, nadiren ciddi görme problemlerine yol açabilen tablolar da bu sorunlara yol açabilir. Doğuştan itibaren olan çapaklanmalar gözü tehdit edebilen enfeksiyon hastalıklarına bağlı olabileceği için mutlaka göz hekimince görülmelidir.

8. Gözlerinde sürekli titreme varsa: Göz kaymaları bazen sadece basit bir şaşılıktan fazlası olabilir. Sürekli ve ritmik hareketlerle bir gözün kayması görmenin o gözde daha az olduğunun bir belirtisi olabilir. “Nistagmus” adı verilen bu göz titremeleri genellikle her iki gözde görülür. Titremeler zamanla düzelebileceği gibi kalıcı da olabilir. Tedavide görmesi az olan bebeklerde iyi bir görme rehabilitasyonu gereklidir.

9. Göz bebekleri yuvarlak değilse : Bir veya her iki gözde görülebilen bu durum gözün bir gelişme bozukluğu sonucudur. Sadece gözün rengini veren renkli kısmında olabileceği gibi iç tabakaları da etkileyebilir. Çok ileri seviyelerde ise görmeyi olumsuz etkiler. Bazı nörolojik bozukluklarla birliktelik gösterebilir. Görmesi az olan bebeklerde iyi bir görme rehabilitasyonu gereklidir.

10. Göz bebekleri aynı büyüklükte değilse : Bu durum tamamen normal olabileceği gibi bazı ciddi hastalıkların bir belirtisi olarak da karşımıza çıkabilir. Mutlaka bir göz hekimi tarafından kontrol edilip ayırıcı tanı yapılmalıdır.

11. Bebek prematüre ise: Prematüre doğan bebeklerde gelişen retina hastalıklarının teşhis ve tedavisinde konunun uzmanı göz ve çocuk hekimleri çok önemli rol oynarlar. Prematüre retinopatisi, erken doğan bebeklerin gözlerinde çıkan ve görmeyi tehdit eden önemli sağlık sorunlarından birisidir. Bebeklerin gözlerindeki damar sistemlerinin gelişimi anne karnında başlar ve doğuncaya kadar devam eder. Erken doğumlarda ise bu gelişme süreci tamamlanamaz. Erken doğan bu bebeklerde doğum haftası ile orantılı olarak bu damarların gelişimi doğduktan sonra da devam etmektedir. İşte bu damar gelişimi çeşitli faktörler nedeniyle tam olmaz veya anormal olur ise bebeğin gözünün retina tabakası sağlıklı gelişemez ve körlüğe kadar gidebilecek bir durum söz konusu olabilir. Bu nedenle erken doğan bebeklerin muhakkak göz doktoru kontrolünden geçmesi gerekmektedir. Bu tablonun tedavisinde lazer, dondurma veya diğer bazı cerrahi yöntemler uygulanmaktadır. Ayrıca prematüre çocuklarda bu olumsuz tablo oluşmasa da normal çocuklara göre ileriki yaşlarda da daha sık göz rahatsızlığı görülebileceği için tüm yaşantıları boyunca göz doktoru denetiminde olmalıdırlar. Düşük doğum ağırlıklı (1500 gr altında) ve 35 haftadan erken doğumlu prematüre bebeğiniz varsa doğumdan itibaren 4-6 hafta içerinde mutlaka göz muayenesi yaptırılmalıdır.


Okunma Sayısı : 2923