Çocuklarda Tik Bozuklukları

Tik “birden ortaya çıkan, hızlı, yineleyici, ritmik olmayan, basmakalıp bir hareket yada ses çıkarma” biçiminde tanımlanabilir. İstem dışı amaca yönelik olmayan ancak baskılanabilen hareketler olarak bilinen tikler sıklıkla çocuk ve ergenlerde görülmektedir. Hareket tikleri; belirli bir kas grubunda ortaya çıkar. Aralıklı, istemsiz, düzensiz yineleyen hareketler, mimik yada tutumlar şeklindedir. Tek tek olabilecekleri gibi bir orkestra örüntüsü içinde de olabilirler. Yoğunlukları ve şiddetleri değişkendir.Bir çocukta birden fazla tik bir arada olabileceği gibi, bazen biri bitip diğeri başlayabilir. Uyku sırasında görülmez, gerginlikle şiddetlenebilir. 6-7 yaşlarında sık rastlanır. 10 yaşından sonra ise çocuklar, yaptıkları bu davranışların öncesinde gelen dürtüleri ayırt etmeye başlarlar. Dürtüler, tiklerin çıktığı beden bölgesinde bir algı (kaşıntı hissi gibi) yada düşünce olarak yaşanabilir. Bunlar tiklerin, istenmeyen bir uyarıyı rahatlamaya yönelik, istemli yanıtlar olarak değerlendirilmelerine neden olur. Oysaki tikler geçici bir süre baskılanabilse de istem dışı yaşanmaktadır. Erkek çocuklarda kızlardan daha fazla görülmektedir. Ayrıca araştırmalar, şehirde yaşayan çocuklarda kırsal bölgedeki çocuklardan daha çok görüldüğünü göstermektedir. Hareket tikleri olarak ele alınan tikler arasında göz kırpma, burun kıvırma, yüz buruşturma, omuz silkme, ani baş hareketleri gibi her biri 1-2 saniyeden daha kısa süreli olan basit tikler vardır. Bunun yanı sıra daha uzun süreli, görünüşte anlamlı el, yüz yada beden hareketleri şeklinde karmaşık biçimler de görülür. Ses tikleri ise öksürme, boğaz temizleme, burun çekme gibi basit yada tekrarlayan hece, kelime söyleme gibi karmaşık sesli tikler olarak görülebilirler. Bütün tik çeşitleri stresle alevlenebilir ve oyalayıcı etkinlikler sırasında (örneğin okuma yada televizyon seyretme) kaybolabilir. Uyku sırasında belirgin olarak azalır. Tik Bozuklukları; geçici tik bozukluğu, kronik hareket yada ses tiki bozukluğu ve Tourette Bozukluğu olarak üç grupta ele alınır.

Geçici Tik Bozukluğu

Çocukluk döneminde görülen, bir yıldan az süren, ancak en az dört hafta boyunca hemen her gün oluşan tikler olarak tanımlanır. Okul çağında sık görülür. 5-24% oranındadır. Baş, boyun ve yüz bölgesinde sınırlıdır. Genellikle ilaç tedavisi önerilmez, psikososyal tedaviler yeterlidir.

Kronik Hareket Yada Ses Tiki Bozukluğu

Tek bir tik tipinin (genellikle hareket tipi) bir yıldan daha uzun süreli devam etmesidir. Daha çok baş, boyun ve yüz bölgesinde oluşur. Okul çağında 1-2% oranında görülür. Erkeklerde daha sıktır.

Tourette Bozukluğu

Sıklıkla çocuklukta yada gençlikte başlayan, değişik kas gruplarını tutan hareket ve sözel birden fazla tikle kendini gösteren bir hastalıktır. Tourette bozukluğunda çoğul hareket tikleri ve en azından bir ses tiki olmalıdır. Ses tikleri hırıltı, patlar tarzda öksürükler, havlar gibi sesler ve küfürlü gelişigüzel çıkan sözcüklerdir. İstem dışı hareketler boyun, yüz, kol ve bacaklarda olabilir. Bir yıldan daha uzun sürer. Tourette bozukluğu yaklaşık olarak her 10.000 kişiden 4-5’inde görülür. Bu hastaların yaklaşık yarısında Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ve 40%’da Obsesif Kompülsif Bozukluk görülür. Bozukluk erkeklerde kızlara oranla daha fazladır. Tourette bozukluğu iki yaşında başlayabilmekle birlikte genelde başlangıç yaşı çocukluk yada erken ergenliktir. Hareket tiklerinin ortalama başlangıç yaşı 7’dir. Hastalık genellikle yaşam boyu sürer. Sıklıkla toplumsal sıkıntı, kendi kendini yargılama ve deprese duygu durum vardır. Tik bozukluğu tanısı konulurken tekrarlayan hareketlerle kendisini gösteren diğer nörolojik (epileptik bozukluk gibi) ve ruhsal bozuklukların (Obsesif Kompülsif Bozukluk gibi) ve ilaç kullanımına bağlı hareket bozukluklarının ayırıcı tanısının yapılması önemlidir.

Nedenleri

Bozukluğun nedeni tam olarak bilinmemektedir. Tourette bozukluğu ve buna benzer bozukluklara olan duyarlılık genetik geçiş göstermektedir. Özellikle tek yumurta ikizlerinde eş hastalanma 53% olup, tüm diğer tik bozuklukları eklendiğinde bu oran 75%’in üzerine çıkmaktadır. Organik tetkik ve değerlendirmeler, nörobiyolojik ve nörokimyasal etkenler üzerinde yapılan çalışmalar, bozukluğun nöropsikiyatrik olduğu görüşünü desteklemektedir. Gelişmekte olan fetusun oksijen ve beslenmesini etkileyen durumlar, doğum sonrası dönemdeki psikososyal stresler, hormonal sistemle ilgili etkenler, yüksek ısılarda bulunma, kokain ve uyarıcı ilaçlar ve yineleyen streptokok enfeksiyonları tik bozukluklarının ortaya çıkmasında araştırılan etmenlerdir. Tiklerin merkezi sinir sistemindeki bozukluk ve olumsuz çevresel etkenlerin bir araya gelmesi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Süreç

İnişli çıkışlı olabilir.Geçici tikler kendiliğinden kaybolabilir, stres karşısında tekrarlayabilir. Nadiren kronik hareket/ses tiklerine yada Tourette bozukluğuna dönüşebilir. Tik bozuklukları benlik saygısı, aile işlevselliği, uyum becerileri, okul ve iş performansını etkileyebilir. Tourette bozukluğu tik bozuklukları içinde en ağır seyredenidir. Tedavisiz nadiren iyileşir. Geçici iyilik dönemleriyle yaşam boyu sürme olasılığı vardır.

Tedavi

Tik bozukluklarında çok yönlü yaklaşım gerekir. Aile ve okul danışmanlığı, çocuğa yönelik davranışçı ve bilişsel tedavi, ilaç tedavisinden yararlanılır. Tik belirtileri gerginliğin yaşandığı durumlarda artış gösterir. Ailenin ve öğretmenin yanlış anlamaları yada belirtileri kısıtlamak için cezalandırma, utandırma gibi yollara başvurmaları, belirtilerin şiddetlenmesine ve ek sorunların yaşanmasına yol açabilir. Örneğin çocuk okula gitmek isteyebilir. Tourette bozukluğunun tedavisinde başta aile ve okul olmak üzere çocuğun yakın çevresinin tikler hakkında eğitilmesi, tiklerin belirgin biçimde azalmasını sağlar. Ailenin ve öğretmenin bozukluğun genetik ve nöropsikiyatrik özellikleri konusunda bilgilendirilmesi çocuğun bu davranışlarını kasıtlı ve inatlaşarak yaptığı davranışlar olarak görmelerini önlemekte, olumsuz uyarıları engellemektedir. Yapılacak uyarı ve cezaların tiklerde artışa neden olacağı, sıkıldığı, heyecanlandığı yada bir olaya odaklandığı durumlarda (örneğin televizyon seyrederken) tiklerin belirginleşebileceği, aileye anlatılmalıdır. Bozukluğun erken tanınması, bilgilendirme ve destekleyici yaklaşımlarla, tik bozukluğuna yol açabileceği düşünülen etmenlerin kontrol altına alınması (örneğin uyarıcı ilaç kullanımının durdurulması) ile yaklaşık 4-6 ay ilaçsız izlemek, düzelmenin olmadığı yada tiklerin şiddetinin arttığı durumlarda ilaç tedavisine geçmek uygun olacaktır. Düşük doz nöroleptik kullanımı en sık uygulanan seçenektir. İlaç tedavisinden özellikle kronik tikler ve Tourette bozukluğunda yararlanılmaktadır.


Okunma Sayısı : 7779