Sünnet
Nasıl ve nerede yapılmalı?
Sünnet önemli bir ameliyattır. Toplumuzda oldukça önem verilen bir organ için yapılacak cerrahi işlemin, hastane koşullarında ve hatta ameliyathanede yapılması en doğru seçim olacaktır. Halen pek çok sağlık kurumunda lokal ve genel anestezi ile sünnet yapılmaktadır. Ancak son yıllarda kullanılacak anestezi şeklinin de genel anestezi olması gerektiği konusunda artık bir fikir birliği oluşmuştur. Eskiden, özellikle ilk bir ay içinde yenidoğanın ağrı duymayacağı düşüncesiyle anestezisiz sünnet yapan cerrahlar mevcutken, yoğun klinik araştırmalar bu tezin yanlışlığını ortaya koymuş ve bugün, anestezisiz sünnet yapma görüşü bilimsel olarak reddedilmiştir.
Toplu sünnetlerde her çocuğa gerekli duygusal ve teknik özenin gösterilmesi, her çocuk için ayrı steril alet temini zordur. Kargaşa ortamında hatalı sünnet, enfeksiyon ve diğer komplikasyonların oluşma ihtimali daha fazladır. Bu sebeplerle, toplu sünnet uygulamasından kaçınmak gereklidir.
Komplikasyon ve sakıncalar
Sünnet sırasında derinin fazla ya da az bırakılması, kötü nedbe dokusu kalması, kanama, şekil bozuklukları, idrar yolunun zarar görmesi gibi kalıcı sakatlıklar ve enfeksiyon karşılaşılabilecek problemlerdir. Konuda deneyimli kişilere yaptırılması ile bu tür komplikasyonlar en aza indirilebilmektedir.
Sünnet Sonrası Neler Olabilir
İşin uzmanı olmayan kişilerce yapılan sünnetlerde oluşabilecek sorunları şu şekilde özetleyebiliriz.
• Kanama: Normal veya kan hastalığı olan çocuklarda uygun olmayan tekniklerle yapılan sünnetlerde ya da sünnet sonrası travmayı takiben gözlenir. Normal çocuklarda ikinci bir cerrahi işlem yeterli iken, kan hastalığı olan çocuklarda bazen çok geç kalınabilinir.
• Şekil bozukluğu: Uygun olmayan teknik ya da işin uzmanı olmayan kişilerin yaptığı sünnetlerde gözlenir. Şekil bozukluğu kabul edilebilir sınırlarda ya da aile ve çocuğu rahatsız etmeyecek düzeylerde ise adolesan çağına kadar beklenir. Adolesan çağı sonrası şekil bozukluğu azalmamış ya da kaybolmamışsa tekrar sünnet gerekir.
• Kalıcı sakatlık: Aşırı doku kaybı ya da koter ile aşırı yanık olmuş ise gözlenir. Çeşitli estetik ameliyatlarla kısmen düzeltilme yapılabilse de fonksiyon kayıpları düzelmez.
• Kötü nedbe dokusu: Yara uçları dikilmeyip kendi kendine iyileşmeye bırakılmış çocuklarda gözlenir.
• Enfeksiyon, bulaşıcı sarılık: Özellikle toplu sünnetlerde, asepsi, antisepsi kurallarını bilmeyen kişilerin yaptığı sünnetlerden sonra gözlenir.
• Peygamber sünneti: İdrar deliğinin daha aşağıda olduğu çocukların sünnet yapılması ile bu çocukların ameliyat şansını kaybetmesi ya da çok daha ciddi bir kaç ameliyat olması gerekebilir.
• Tam penis kaybı
Yukarıda görüldüğü gibi bu liste daha da uzayabilmektedir. Sünnet bir ameliyattır ve ameliyat gibi yapılmalıdır. Asla hafife alınmamalıdır, çünkü ürkütücü ve çocuğunuzun hayat boyu taşıyabileceği sorunlar oluşturabilmektedir. Sünnet evde, sokakta, düğün salonunda itiş kakış halinde yapılamaz. Önce çocuk, cerrahi girişim öncesi psikolojik olarak hazırlanmalıdır. Çocuk ile iletişim kurulduktan sonra sünnet derisi özenle çıkarılıp, damarları bağlanıp, yara kendi kendine emilen dikişlerle kapatılmalıdır. Bu şekilde yara iyileşmesi sorunsuz ve daha hızlı olmaktadır. Toplumumuz son yıllarda özellikle medya ve iletişim araçlarının artması ile sünnetin ciddiyetini giderek kavramıştır. Bununla beraber bazı ailelerin, sünnet düğününü en güzel yerde ama esas önemli olması gereken cerrahi işlemi ehliyetsiz kişilerce uygun olmayan şartlarda yaptırılmasının kabul edilebilir bir gerekçesi olamaz.
Okunma Sayısı : 5444