Sünnet
Sünnet penis baş kısmını örten derinin ( prepisyum) kesilerek çıkartıldığı bir cerrahi işlemdir. Sünnet 6000 yıl önce Mısır’da yapıldığı belgelenen en eski cerrahi işlemlerdendir.Kahire yakınlarında Sakkara’da, Ankh-Mahor rölyeflerinde erişkinlerde sünnet işlemi detayları ile gösterilmektedir. Tarih boyunca sünnet en çok dini inanışlar gereği yapılmıştır.Yahudilerde,doğum sonrası 5-8. günlerde “mohel” denilen eğitilmiş sünnetçiler tarafından yapılır. İslam dininde ise zorunlu olmamasına rağmen ergenlik dönemine kadar tüm çocuklara sünnet yapılır.Tedavi veya koruyucu amaçlı sünnet yapılması 19.yüzyılın sonlarında başlar.O dönem yayınlarında sünnetin alkolizm,epilepsi,astım,idrar kaçırma,fıtık ve gut hastalıklarına iyi geldiği öne sürülmüştür.20. yüzyılın ilk yarısına değin bu yanlış inanışlar ne yazık ki yeterince sorgulanmamıştır.Günümüzde dünyadaki erkeklerin yaklaşık %20’si sünnetlidir.Bu oran Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD) %80’dir.1950’li yıllarda ABD’de yenidoğan sünnet oranı %90 larda iken günümüzde %60’a düşmüştür.Yine 1950’ li yıllarda İngiltere’de %20’lik sünnetli çocuk oranı günümüzde %5 düzeyindedir.
Sünnet niçin yapılmaktadır?
Sünnet asıl olarak dini inanışlar ve tıbbi gerekçeler ile yapılmaktadır. Bu iki neden dışında savaşlar gibi bazı sosyal olaylarda değişik coğrafyalarda sünnet yapılışını etkilemiştir.Örneğin II. Dünya Savaşında Afrika ve Ortadoğu’da görevlendirilen Avusturalyalı askerlerde çöl kumu nedeniyle sünnet derisinin iltihaplanması çok yaygınlaşınca, erişkin sünneti orduda en çok yapılan cerrahi işlem olmuştur.Bu askerlerin çocuklarını kendilerine benzetme istekleri ve olası III.Dünya Savaşı korkusu 20.yüzyılın ikinci yarısında Avusturalya’da sünnet sıklığını %90’ın üzerine çıkarmıştır.Böylece Yeni Kıta’ya yerleşen beyaz adam yerli Aborjinler gibi sünnetli hale gelmiştir.
Sünnet derisinin gelişimi ve foksiyonları nelerdir?
Prepisyum yani sünnet derisi anne karnında 3.ayda oluşmaya başlayıp androjene (erkeklik hormonları)bağlı olarak doğuma kadar gelişimini tamamlayan bir deri parçasıdır.Yenidoğanların %95’inde prepisyum örtmüş olduğu penis başına sıkıca yapışık olup geriye çekilemez. Bu nedenle yenidoğanların yarısında idrar deliği görülemez.1 yaşta %50 ,2 yaşta%80 ve 3 yaşta%90 oranında prepisyum geriye doğru çekilerek penis başı ve idrar deliği görülebilir.Sünnet derisi içerdiği salgı bezlerinde “smegma” denilen beyaz renkli bir salgı yapar.Bu salgının cilt altında birikimi fizyolojik olmasına rağmen sıklıkla tümör veya kist olarak tanımlanabilir. Sünnet derisinin en önemli fonksiyonu içerdiği çok zengin sinir ağı ile cinsel ilişki sırasında seksüel hazzı arttırmaktır.Çıkartılan sünnet derileri insülin ve yapay deri üretiminin yanısıra kulak ve göz kapağı rekonstrüktif cerrahisinde de kullanılırlar.
Sünnetin tıbbi gerekçeleri nedir, biraz detaylandırır mısınız?
Tıbbi gerekçeler tedavi ve koruyucu amaçlıdır.Daha önce belirttiğimiz ve normal kabul ettiğimiz geriye doğru çekilemeyen prepisyum eğer idrar akımında tıkanma ve/veya iltihaplanmaya neden olursa fimozis olarak adlandırılır ve sünnet gerekir.Penis başının ve prepisyumun iltihaplanması balanopostit olarak adlandırılır.Sıcak oturma ve uygun hijyen koşullarının sağlanmasıyla tedavi edilen bu hastalığın sık tekrarlaması durumunda sünnet yapılır.Diğer bir tıbbi gerekçe ise geriye çekilen sünnet derisinin eski yerine getirilememesi sonucu penisi sıkıştırarak kan dolaşımını bozmasıdır. Parafimozis olarak adlandırılan bu patoloji de sünnetle tedavi edilir.Çok ender görülen bir tıbbi gerekçe de pantolan fermuarının çekilmesi sırasında sünnet derisinin fermuara sıkışarak zedelenmesidir.Koruyucu amaçlı tıbbi gerekçeler sünnetin idrar yolu enfeksiyonunu (İYE),penis kanseri,cinsel ilişki ile geçen hastalıklar ve AIDS’e yol açan HIV virüsünün yayılımını azalttığı savlarına dayanır.Yapılan çalışmalar sünentsiz çocuklarda sünnetlilere göre 10 kat daha sıklıkla İYE görüldüğünü kanıtlamıştır.Diğer bir deyişle sünnetsiz her 100 çocuktan birinde İYE saptanırken,sünnetlilerde bu oran binde birdir.Bu değerlerden yola çıkarak olası bir İYE’nu engellemek için 80-100 çocuğun sünnet edilmesinin yararları halen tartışmalıdır.Ancak idrar yollarında doğmalık anomalisi olan çocuklarda, İYE’nun ciddi komplikasyonlara yol açabileceği bilinciyle sünnet önerilmektedir.Kötü hijyen koşulları,sigara ve Human Papilloma Virüsü (HPV) penis kanseri riskini arttırmaktadır.Sünnetsiz erkeklerde penis kanseri sıklığının 3-40 kat aralığında arttığı öne sürülmüştür.Ancak Avrupa ülkelerinde sünnet sıklığının çok az olmasına karşın penis kanseri sıklığının da giderek azalması iyi hijyen koşullarının en az sünnet kadar penis kanserini önlemede etkili olduğunu göstermiştir.Bu nedenle yüzbinde bir sıklıkta görülen bir kanseri önlemek için koruyucu sünnet gerekliliği halen çok tartışmalıdır.Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan sifiliz,herpes sünnetsiz erkeklerde, gonere(bel soğukluğu),siğil,üretrit sünnetli erkeklerde daha sıktır.Mantarların yol açtığı enfeksiyonlar ise sünnetli erkeklerde klinik olarak daha silik geçtiği için seksuel partnere geçişi daha kolay olmaktadır.Sünnetli erkeklerde HPV enfeksiyonu daha az görüldüğü için HPV’ye bağlı rahim ağzı kanseri sıklığı da azalmaktadır.Kadınlarda ikinci en sık görülen bu kanser türünün azalmasında sünnet güvenli ve hijyenik seks kadar önemli rol oynayabilmektedir.2002 yılında yapılan 14.Uluslararası AIDS kongresinde 40 milyon HIV enfekte insan olduğu,bu sayıya her yıl 5 milyon yeni olgunun eklendiği belirtilmiştir.Sünnetin, özellikle Güney Afrika’da HIV yayılım sıklığını %50 azalttığını gösteren çalışmalar bu nedenle çok önemlidir. Sünnet, güvenli ve hijyenik seks ortamı sağlanamayan endemik bölgelerde AIDS yayılımını engelleyen en önemli önlemlerdendir.
Sünnette etik ve hukuki problemler var mıdır?
Evet; günümüzde sünnet uygulaması ile ilgili insan hakları normlarına dayanan etik ve hukuki problemler giderek öne çıkmaktadır.Örneğin özellikle yenidoğan döneminde sünneti önlemeye yönelik sivil toplum kuruluşları Amerika ve Avrupa’da çok aktiftirler.Çocuğun onayı alınmadan salt anne ve baba onayı ile (dini gerekçelere dayandırılsa bile)sünnet yapılmasının insan haklarına aykırı, canlı beden istismarı olarak değerlendiren görüşler Anglosakson literatüründe taraftar kazanmaktadır.
Yenidoğan döneminde sünnet için ne düşünüyorsunuz?
Bu soruyu şöyle cevaplamak istiyorum. Eğer bir çocuğa yenidoğan döneminde sünnet yapılmazsa,bu çocuğa ileriki yaşlarda tıbbi gerekçeler ile sünnet yapılması zorunluluğu %2 ile %5 arasında değişir.Eskiden yenidoğanlar ağrı duymaz inancı ile lokal ve/veya genel anestezi olmadan sünnet yapılırdı.Oysa, bu bebeklerin ağrı duyduğu yaşamsal fonksiyonlarının incelenmesi ile kanıtlanmıştır.Dolayısıyla yenidoğan döneminde bebeğe şekerli su emdirilip mutlaka lokal anestezi uygulanarak sünnet yapılabilir.Ancak sünnetin olası komplikasyonları da düşünüldüğünde, henüz dış dünyaya adapte olamamış ve enfeksiyonlara açık bir canlıya tıbbi gerekçe olmadan cerrahi stres yüklemenin çok doğru olmadığını düşünüyorum.
Sünnetin komplikasyonları nelerdir?
Ben sağlık kurumu dışında sünnet olup kanama şikayeti ile bölümümüze başvuran ve kaybettiğimiz bebek gördüm.Ne yazık ki 21.yüzyılda, Türkiye’nin başkentinde, sünnet kanamasından çocuklarımızı kaybedebiliyoruz .En çok görülen komplikasyon olan kanama dışında,enfeksiyon,anormal cilt yapışıklıkları,yanlış tekniğe bağlı penis eğrilikleri,cerrahi düzeltme gerektiren idrar yolu yaralanmaları ve penis dokusunun onarılamaz kaybı ile sonuçlanan komplikasyonlar olabilir.Sünnetin genel sağlık güvencesi kapsamına alınması ve sağlık kurumlarında hekimlerce yapılması komplikasyon oranını önemli ölçüde azaltacaktır.
Kimlere sünnet yapılmaz?
Ebeveyn onayı olmadan sünnet yapılmaz.Prematür bebeklere, kanama pıhtılaşma bozukluğu ile bulgu veren hemofili,lösemi gibi kan hastalıklarında sünnet yapılmaz.Bu çocuklara hematolojik açıdan gerekli hazırlıklardan sonra sünnet yapılabilir.Fizik muayenede, idrar yolu (hipospadas:peygamber sünnetli) ve yapısal penis anomalileri olan çocuklarda mutlaka çocuk cerrahisi konsültasyonundan sonra sünnet planı yapılmalıdır.
Sünnet hangi yaşta yapılmalıdır?
Çocuk Ruh Sağlığı hekimleri kastrasyon korkusu gelişmemesi için 2 yaş öncesi ve 7 yaş sonrasını önermektedirler.Çocuklarda sık görülen kasık bölgesi hastalıklarının (fıtık,inmemiş testis gibi) genel anestezi altında cerrahi tedavisi sırasında sünnet de yapılabilir.Altı aydan büyük bebeklerde lokal anestezi ile sünnet teknik olarak çok güç ve travmatik olabileceği için genel anestezi altında yapılmalıdır. Gerçek anlamda sünnet gerektiren fimozisi ben meslek yaşamımda 1-2 kez gördüm.Bu nedenle her geriye çekilemeyen sünnet derisi olgusunda sünnet yapılmamalıdır.Ancak tüm bu bilimsel verilerin ötesinde, ülkemizde sünnet yaşı halen anne babanın sosyoekonomik koşullarına göre belirlenmektedir.
Son olarak ne diyeceksiniz?
Google arama motorunda “circumcision” yazdığınız zaman 5.280.000 sonuç verilmektedir.Bu sünnetin tarihsel ve sosyolojik süreçler içeren bir cerrahi girişim olduğunu, üzerinde çok şeyler yazılıp çizildiğini göstermektedir.Gelişmiş ülkeler sünnetin tıbbi çerçevedeki sorunlarını çözüp, insan haklarına uygunluğunu irdelemektedirler. Belki de yakında çocuk yaşta rızası dışında sünnet olduğu için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurup kişilik haklarının zedelendiğini ileri süren kişilerle karşılacağız. Ülkemizde ise bu sosyolojik süreçten çok, tıbbi konular ön plandadır. Sünnetin basit bir cerrahi işlem olmadığı, her cerrahi işlem gibi azami bilgi özen ve deneyim gerektirdiği unutulmamalıdır.
Okunma Sayısı : 11200