Çocuklarda Böbrek ve İdrar Yolu Taşları

Çocukluk çağı taş hastalığı, çocuk nefrologlarının ve ürologlarının pratiğinde önemli bir yer tutmaktadır. Çocuklukta rastlanan böbrek ve idrar yolu taşlarının tekrarlama şansı yüksek olduğundan, altta yatan sebebin araştırılması çok önemlidir. Dolayısıyla başarılı bir tedavi yapmak kadar, çocuk hastayı çok yakın takip etmek en önemli husustur.

Çocuklarda rastlanılan taş hastalığı birçok açıdan yetişkinlerde rastlanılandan farklılık göstermektedir. Yetişkinlerde taş hastalığı daha çok erkeklerde görülürken, çocuklardaki taş hastalığı kız ve erkek çocuklarda eşit oranda görülmektedir. Çocukluk çağı taşlarının çoğu idrar yollarının üst kısmında (böbrek ve üreter) yerleşmiştir. Bununla birlikte az gelişmiş ülkelerde mesane taşları (amonyum asit ürat ve ürik asit taşları) da oldukça yaygın olup, bu durum daha ziyade beslenme ile ilgili faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Taşlar idrar yollarında tıkanıklığa sebep olurlarsa, idrar yollarının taşın üstünde yer alan kısmında genişlemeye neden olabilirler. Bu genişlemeye bağlı olarak böbrek fonksiyonlarında zamanla bozulma görülebilir. Eğer birlikte idrar yolu enfeksiyonu da varsa durum daha da risklidir.

Üriner sistemde taşı olan çocukların hiçbir şikayeti olmayabileceği gibi, gözle görünen veya görünmeyen idrar kanaması (hematüri), şiddetli ağrı, idrar yaparken yanma gibi şikayetler de görülebilir.

Sıklığı:

Çocuklarda görülen taş hastalığının sıklığı ve bazı özellikleri dünya üzerindeki değişik coğrafi bölgelere göre farklılık göstermektedir. Bu hastalık birçok dünya ülkesinde nadir görülmekle birlikte, bazı ülkelerde endemiktir (çok yaygın). Bu ülkelerin başında Türkiye gelmektedir. Bunun dışında Pakistan, Güney Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde de sıktır. Avrupa ülkelerinde nadir görülen çocukluk çağı taş hastalarını büyük kısmında birlikte idrar yolu enfeksiyonu ve idrar yolu anomalileri mevcuttur.

Sebebi:

İdrar yollarında taş oluşumu, metabolik ve anatomik faktörler ile infeksiyon varlığını içeren karmaşık bir sürecin sonucudur. İdrar, ilgili taş bileşeni bakımından kritik derecede aşırı doymuş hale geldiği zaman, taş oluşumu başlamış olur.

1) Kalsiyum Taşları: Bu taşlar çoğunlukla idrarda kalsiyum ve okzalat konsantrasyonlarının artması veya idrar sitrat düzeyinin azalması sonucu oluşmaktadır.

2) Ürik Asit Taşları: Ürik asit, vücutta DNA moleküllerinin önemli bir bileşeni olan pürinlerin yıkılması sonucu ortaya çıkmaktadır. Ürik asit taşları, çocukluk üriner taşlarının %4-8’inden sorumludur.

3) Sistin Taşları: Sistin taşları idrarda sistin atılımının artması sonucu oluşurlar. Bu durum nesilden nesile geçebilen (kalıtsal- otozomal resesif) bir durumdur. Çocukluk çağı taşlarının %2-6 sı sistin taşlarıdır. Bu taşlar hafifçe radyo-opaktır ve olağan radyografik incelemelerde görülmesi zor olabilir. Taş kırma yöntemi ile de parçalanmaları zordur.

4) İnfeksiyon taşları (Strüvit taşları): İnfeksiyon ile ilgili taşlar çocukluk taşlarının %5’ini oluşturmaktadır. Üreaz enzimi üretme yeteneğine sahip bakteriler (Proteus, klebsiella, pseudomonas) böyle taşların oluşmasından sorumludur. Tedavi için, bakterileri ortadan kaldırmanın yanı sıra taşları da tam anlamıyla temizlemek esastır, çünkü taşlar infeksiyona barınak sağlar ve antibiyotik tedavisi etkili olmaz. Bu hastalarda idrar kanalında tıkanıklık yapacak herhangi bir doğumsal problemin olup olmadığı araştırılmalıdır.

Tanı:

1) Görüntüleme Yöntemleri: Genelde ilk inceleme aracı olarak ultrasonografi kullanılmalıdır. Bunun dışında tomografi çekilmesi gerekebilir. Nadiren intravenöz pyelografi (İVP) çekilebilir.

2) Metabolik değerlendirme: Çocukluk taş hastalığının yineleme oranlarının yüksek olması nedeniyle, taşı olduğu tespit edilen tüm çocukların eksiksiz bir metabolik değerlendirmeden geçirilmesi gerekmektedir. Metabolik değerlendirmede taş analizi, kan biyokimyası, paratiroid hormon düzeyi, spot idrar analizi ve kültürü, 24 saat toplanan idrarda kalsiyum, fosfor, magnezyum, oksalat, ürik asit, sitrat, sistin düzeyleri belirlenmelidir.

Metabolik değerlendirmenin eksiksiz yapılması, taş hastalığının medikal tedavisin doğru bir şekilde yapılabilmesi açısından çok önemlidir.

Tedavi:

Mevcut olan taşların temizlenmesinde taş kırma (ESWL), kapalı cerrahi (perkutan nefrolitotomi, üreterorenoskopi, laparoskopi) veya açık cerrahisi yöntemlerden faydalanılmaktadır. Bu yöntemler arasında doğru yöntemin seçiminde taşın yerinin, büyüklüğünün ve hastanın durumunun çok iyi değerlendirilmesi gereklidir. Bu konuda Çocuk Nefroloğuna ek olarak, tecrübeli bir Çocuk Üroloğu ile de temasa geçilmelidir. Bahsedilen yöntemler ile taşlar temizlendikten sonra, taş oluşumunun tekrarlamaması için yapılmış olan metabolik değerlendirmenin sonucuna göre medikal tedavi başlanmalıdır.


Okunma Sayısı : 2904